İş ya da genel olarak yaşam hakkında, örneğin iyimser olmak gibi genel bir yaklaşım, bir üst düzey makro stratejinin ya da meta programın bir örneğidir. Meta sözcüğü Yunanca'dan gelmekte; ötesi, üstü ya da farklı bir düzeyde anlamını taşımaktadır. Meta programlar, patrondan gelen bir yorumu nasıl değerlendirdiğiniz, bir mektubu nasıl kaleme aldığınız ya da zamanınızı nasıl geçirdiğiniz gibi, alt düzey davranışın büyük parçalarını içermeye eğilimlidir. Hepimiz, deneyimimizi otomatik olarak süzgeçten geçiren ve tüm davranışımızı yöneten, oturmuş (değişmesi zor) zihinsel programlara sahibizdir. Huy ve davranışın kişiden kişiye çarpıcı farklılıklar göstermesinin nedeni de bu tür zihinsel programlardır. Meta programlar ‘içeriksiz’ olarak tanımlanır; aylık hesaplarla mı, yoksa Freda'nın doğum günü ya da bir bowling turnuvasıyla mı ilgili olduğumuzun bir önemi yoktur. Söz konusu durum ya da olay ne olursa olsun, deneyimimizi oturmuş kişisel kalıplarımıza göre süzeriz. Bu
Bazı insanlar şeyleri ortak yönlerine göre sınıflandırırken, bazılan ise farklılıklan dikkate alırlar. Bir insan örneğin bir ortak eğilim yakalarken, diğerinin dikkatini belki de bir istisna çekecektir. ‘Uyum’u temel alan bir insan genelleme yapma eğilimindedir. ‘Uyumsuz’ bir insan ise genellikle özgül yanlar üzerinde yoğunlaşır. Bir insanla anlaşamadığınız durumlarda, bunun nedeni dünyaya bakışınızdaki bu temel farklılık olabilir. Bu meta programların neyi amaçladıklarını bilmezseniz, bir insanı çok kolay cahil, kavgacı, olumsuz veya önemsiz aynntılara takılan biri olarak defterinizden silebilirsiniz. Aslında böyle bir durumda karşılaştığınız şey, dünyayı temsil etmenin, muhtemelen sizinki kadar geçerli ve benzersiz, yine sizinki kadar zengin olan başka bir yol, başka bir algı haritasıdır.
DERLEYEN... (EDİTÖR) İletişim:[email protected]